29 Haziran 2014 Pazar

her gün belirsiz saatlerde mutsuz hissetmeyi seviyor değilim. sadece böyle oluyor, bunu kabullendim çok önce. karşımdaki bunu kabullenemiyor bazen, bu beni daha çok üzüyor.geriyor hatta. tam bir sinir küpüne dönüşüyorum. ve bu sinir içimde patlıyor, üstüne ağlıyorum. sonra yatıyorum yatağıma. geçmesini bekliyorum.
"beni neden sevmediniz?" diye bağırmak istiyorum dört duvar arasında. sesimin yankılanmasından korkuyorum.
depression.
size biraz rujumun renginin sigaramın filtresine geçtiği anlardan, kendi kendime kaldığımda yaşadığım duygulardan, tame impala'dan, defterlere yazıp karaladıklarımdan, baş ağrılarımdan, mide bulantılarımdan, ağlayamayışlarımdan bahsetmek istiyorum. sonra diyorum ki, boş ver.
nolur beni kendi halime bırakmayın. bir kere olsun, nolur nolur.
bir yanım diyor ki, bırak.
bir yanım göğe çıkmış, bulutlarla arkadaş olmuş.
bir yanım gündüzleri uyuyor, geceleri uyanık, şarap içiyor.
bir yanım, hala onu özlüyor.
bir yanım yara olmuş, kabuğunu soyuyorum.
bir yanım rahat bırakılayım istiyor, diğer yanım şikayetçi.
bir yanım. acıyor.

29 Mayıs 2012 Salı

Belki de varlıklarından şüphe ettiğim bütün duygular içimde ama onları uyandıracak olanlar ortada yok. Ruhumdaki düğümler fazlasıyla sıkı. Kimsenin onları çözecek kadar ince tırnakları yok. Bense çoktan vazgeçtim tırnaklarımı uzatmaktan.

Hakan Günday